AH BU SİZ !



Şüphesiz her şey okuduğunuz kitaplar yüzünden olmuştu . İnanmıştınız her şey güzel olacaktı . Okuduğunuz o kahramanlar gibi mutlu olacaktınız . Jane Austen vari bir şekilde mutsuz sonlara tahammül edemiyor hep mutlu sonlar yazıyordunuz . Olmadı .


     Film nerede koptu hatırlar mısınız ? Nerede açtınız o şiir kitaplarını , hangi mevsimdi? Bir romanda olsaydınız muhakkak yağmurlu bir günde yitirirdiniz  umutlarınızı ama hayır siz sımsıcacık bir yaz günü kalakaldınız.
      Kelimelere her şeyden çok inanırdınız . Çünkü severdiniz sözcükleri ve onlardan çıkan sihri.. İnandığınız şeyleri savunurdunuz , inanarak konuşurdunuz , sözlerinizde ve yeminlerinizde samimiydiniz .Ama üzgünüm bu sizin en büyük kusurunuzdu . Kelimeler sizin yaşadığınız yüzyılda rüzgardı bir anlamı ve  değeri yoktu. Duyduğunuz yeminlerin , çok inandığınız o sözlerin birer bahar rüzgarı olduğunu ne vakit anladınız ? Çok mu üzüldünüz ? Bir romanda olsaydınız her şey zamanla geçebilirdi . Ama siz kanlı canlıydınız ve kırık kalbinizle ortada kalakalmıştınız . Bu noktada sizin için üzülmek gerekirdi biliyorum ama üzgünüm sizin sayfayı üzülerek çeviren okurlarınız yoktu . Tek başınaydınız ..-Peki peki sevdikleriniz vardı özür dilerim ama yastığa başınızı koyduğunuzda tek başınaydınız sanırım .

     İlk başlarda aslında bir fıkrada olsaydınız gülünebilecek bir şaşkınlıkla dolandığınızı tahmin ediyorum . Cevaplar aradınız biliyorum ve biliyorum ki yanıtlar alamadınız ya da aldığınız yanıtlar tatmin edici değildi . Üzülerek söylüyorum binlerce yanıt bile alsanız sizi tatmin etmeyecekti . Çünkü siz kartlarınızı muhtemelen çok açık oynamıştınız . Karşınızda ise yine üzülerek doğru tahmin ediyorum ki bir gizem vardı . - durun bir dakika ! Burada önemle belirtmem gerekir ki gizem dediğim şey bir iltifat değil . Hayatı derin bir gizem içinde yaşamayı  marifet sayanları çözemeyecek kadar safsınız ve yine üzülerek söylüyorum kelimelere çok inandığınız müddetçe üzüleceksiniz.

    Şaşkınlığınızı atlattınız belli bir süre sonra , hayata devam etmeye karar verdiniz . Fiziksel olarak da bunu başardınız okulunuza ,işinize gittiniz ve farketmişsinizdir ölmediniz , bunu niye mi söyledim ? Çünkü bir ara biliyorum öleceğinizi düşündünüz .O kadar kolay değildi o , daha çok başındaydınız. Gözyaşı da döktünüz sanırım ama öğrendiniz ağlamak çare olsaydı ... Devamını getirmeyeceğim cümleyi tamamlayabilirsiniz . Bu sırada bol bol müzik dinlediniz olsun müzik zevkiniz gelişti :) Bol bol şiir kitabı okudu bazılarınız olsun şiir ile tanıştınız :) Kiminiz zararlı alışkanlıklara başladı yapmayın değmezdi :) Biraz mizah katalım çünkü biliyorum mutlu da oldunuz bu süreçte güldünüz ..Mutsuzdunuz ama bazen de keyfiniz yerindeydi :)

   Bir şey vardı değil mi? Herkesin rengarenk yaşadığı hayat size siyah beyazdı . Sorun gözlerinizde değildi üzülerek söylüyorum ki kalbiniz fena kırıktı . -Tabi ki her şey düzelecekti ama lütfen belki de düzelmeyecekti bu ihtimali de artık aklınızda bulundurun .

  Çok kızdınız değil mi? haklısınız . Ama biliyorum siz en çok kendinize kızdınız . -Bilmiyorum niye öyle oldu ama en çok kendinize kızdınız. Büyük sözler mi vermiştiniz ? Sonra onları tutmadınız mı ? Çok mu kırdınız birilerini ? - hayır bunları yapmadınız . Söyleyin o zaman ne olur , neden en çok kendinize kızdınız ? Neden aynalara bakamadınız söyleyin ! - Yapmayın lütfen ! Daha fazla zarar vermeyin kendinize ...

   Şu yüreğinize batan bıçaklar . Ne vakit farkettiniz adına hasret dediklerini . Yaşamayı öğrendiniz muhakkak ,  o bıçakla  .Canınız yandı biliyorum . Söylesenize "gurbet " sözcüğünü çok mu düşündünüz .- Hayır hayır beni yanlış anladınız uzaklara kaçmaktan falan bahsetmeyeceğim . O korkaklara yakışırdı her şeyin uzaklara giderek çözüleceğine inananlara yakışır - tamam tamam canınızı yaktı bu kaçma meselesi bu bahsi kapatalım aman canınız yanmasın.. Ah o sizin canınız ne çok yandı bilirim .

    Bir yerde okumuştunuz . Çok istediği şeylerin , kişilerin  uzağında yaşayan insanların gurbette olduğunu .. Ne çok sevmiştiniz o satırı , altını fosforlu kalemle çizmiştiniz .-Sahi neden sevmiştiniz canınızı yakan o satırı ? Şüphesiz ki anlatsanız da anlamayacağım bir nedenden . Üzülerek söylüyorum ki anlaşılması zor biriydiniz siz..

     Büyüdünüz . Nasıl da çabuk .Halbuki böyle bir isteğiniz yoktu . Sanırım hep çocuk kalmak istediklerinizdi sizleri büyüten . Ve ne acıdır onlar söylemişti size - Aman yüreğimiz çocuk kalsın yalanlarını .. İnanmıştınız , Ah bu siz ..

     Nasılsınız peki şimdi ? - İyileşebildiniz mi ? Yapmayın tabi ki hastasınız siz .Reşat Nuri ' nin eski hastalık diye tabir ettiğinden hem de . En beteri yani ..Geçmiş olsun . İyi olduğunuzu umuyorum ama bir parçam biliyor ki değilsiniz . Ah bu siz !!!! - Bana sorular sormayın ben kahin değilim ne zaman iyileşeceğinizi bilmiyorum ..

      Tek bir dilek hakkım olsaydı sarmak isterdim yaralarınızı , o umutlarınızın olduğu sabahlara götürmek isterdim sizi , hayallerinizi anlattığınız o günler , dinlemek isterdim sizi ,, Tek bir dilek hakkım olsaydı can yangınınızı alırdım sizden bir gece vakti, - Düşünsenize bir sabah kalkmışsınız her şey geçmiş . Ne güzel olurdu efendim , ne güzel ..

     Ama dilek hakkım yok ve siz bu romanda tek başınasınız .. Güçlüsünüz , iyisiniz falan demeyeceğim . Çok haksızlık ettiler size sadece bunu biliyorum . Ve biliyorum ki haksızlıklara gelemezsiniz siz ama ne yazık ki söylemem gerek ,  o haksızlıkların tam ortasında kalmışsınız .. Ne demeliyim önünüzde koca bir yıl var .. -Ah bu siz !  Sakın kendinizden vazgeçmeyin .....



   


Yorumlar

Popüler Yayınlar