DOSTUM DOSTUM
Kaybettin .. Öyle bir anda değil hem de . Azar azar , fark etmeden . Güzel bir gökyüzüne vurulan sen kaybettin . Sonbahar güneşine hayran hayran bakan sen .. Sokakta gördüğün kediye merhametinden gözleri dolan sen kaybettin . Bir çocuğun başını okşadığında her seferinde masumiyetine hayran olan sen kaybettin . Yağmurlu havalarda güzel bir şarkı mırıldanarak ellerin ceplerinde huzurla yürüyen sen ... Önce iyilik sonra diğer her şeye inanan sen .. Ben yenilmem , ben yeterim , yetinirim diyen sen .. Yürürken öyle alelade bir ağaç dalından bir yaprak koparır ya insan o yaprağa kıyamayan sen ..
Dostum belki de tüm bunlar yüzünden kaybettin . Kim kandırdı seni kim inandırdı tüm bunlara ? Sevdiğin tüm o delice şeyler hani senin delice , herkeste var olan ama kimsenin sahip olduğunun farkında olmadığı o küçük şeylere sahibim ben diyen o çocuksu hülyaya olan inancın ... Şimdi gülüyorsun en çok kendine .. Şimdi kızıyorsun en çok kendine ! Sen zaten ezelden en çok kendine kızgınsın . Sana bir sır vereyim mi ? Bir sabah uyandın sen baktın böyle olmayacak sen de katıldın o renksiz kalabalığa .. Hiç fark etmeden hem de . Ne zamandı sahi ? Ne zaman bıraktın tılsım dolu inşirahları ?
Severdin sen nezaketi .. Hem de ne çok . Nasıl büyük bir erdem derdin . Bolca sunmuş olmalısın .. Evet inkar etme .Sen aşırılıkları seversin . Ama bir zaman sonra , o çok sevdiğin bolca sunduğun nezaket sana bir paket uzattı . "Al dedi bu paketi , nezaketi sunuyorsan çokça hafife alınmak var bu pakette ,çokça zayıf sanılmak çokça ezilmek .. " Yoruldun değil mi ? Bu zamanda bunca nezaket sana ancak bolca yorgunluk getirir öğrendin ama bedeli ağır oldu .
Gülümse canım ! Bitmeyen gülümsemelerin .. Neden hep uçlarda . Ortasını bulamazsın ki sen . Gülümsedikçe daha da hafife alındın . Sonra vazgeçtin , eskisi kadar cömertçe sunmadın kimselere . Sevdiğin tüm erdemler sana zayıf sıfatlar hediye ettiler . İstemediğin bir sürü hediyelerin oldu senin . Güle güle kullanamadın o hediyeleri her seferinde canını daha çok acıttılar .
Başta kendine dair sevdiğin ne varsa zamanla canını acıttı . İyimserlikle sana söylenen haklısın cümleleri sinirini bozmaya başladı . Haklı olmak sadece daha çok canını acıtıyordu . Haksız olsam dedin . Haklıydın Dostum haksız olsaydın daha kolay olurdu . Gülüyorum sana evet eskisi kadar yufka yürekli değilim gülüyorum sana .
Sen konuşmayı seversin , dinlemeyi de elbet . İnsan ne vakit susar . Öğrendin bunu . Dinleyecek kimsesi olmadığında edebiyatı yapmayacağım sana . Realist bir yazı yazmaya çalışıyorum :) Anlatırsın dinleyen de bulursun ama anlayan bulamazsın ben söyleyeyim sana . Sonra bir gün vazgeçersin anlatmaktan . Suya anlat dostum ben diyeyim sana , taşa anlat hatta ama anlamayana anlatma . Yormadın sen de kendini biliyorum . Bazen anlatacak gibi oldun sonra derin bir nefes aldın sustun . En zoru neydi peki ? Biliyorum galiba . Yutmak zorunda kalmak !Söylenecek bir sürü haklı sözlerin var senin ama yutuyorsun onları . Yutma ne olur kendine yapma bunu . Kişisel gelişim yazıları gibi oldu olmasın tabi . Ama yutma ! Yuttuğun tüm o sözler içinde birikiyor ne vakit bir sözcüğe yer kalmıyor o zaman vay ki ne vay .
Dünya ne güzel değil mi ? Güzel olan her şeyi seversin sen bilirim . Kim sevmez ki .Halbuki sevmeyen çok . Şu dünyadan göçüp giderken ; Gökyüzünden , bakılmaya doyulamayan denizden , ahlat ağacından , gökteki kuşlardan , sokaktaki kediden bile helallik almak lazım ancak böyle kurtarırız kendimizi . Mazide bize yoldaşlık eden en masum şey onlardı galiba .
Niye yazarsın ki ? Nazım yıllar önceden söylemiş sen bu yazıyı okuma be dostum Nazım ın eşşiz dizelerini oku aşağıya bırakıyorum .. Selam olsun !
Seversin dünyayı doludizgin
ama o bunun farkında değildir
ayrılmak istemezsin dünyadan
ama o senden ayrılacak
yani sen elmayı seviyorsun diye
elmanın da seni sevmesi şart mı?
Yorumlar
Yorum Gönder